top of page
Ara
Av. Ahmet Çağrı KARACA

SOSYAL MEDYA İÇERİKLERİNİN ESER NİTELİĞİ

Güncelleme tarihi: 6 May 2020


Sosyal medyada eser niteliğine haiz içeriklerin artması bu mecralardaki fikri mülkiyet ihlallerinin de sayısını arttırmaktadır. Mevcut yöntemler kimi zaman yapılan ihlalleri çözmekte yeterli olmamakta yahut çözüme yeterince hızlı ulaşılamamaktadır. Hatta bazı içeriklerin eser niteliğine haiz olup olmadığı dahi tartışmalıdır.

Eser Sahibinin Hakları Nelerdir?

Fikir ve sanat eserleri üzerinde sahiplerinin hakları mali(maddi) ve manevi olarak ikiye ayrılır. Eser sahibine tanınan haklar eserin bütünü için de parçaları için de geçerlidir.(FSEK m. 13)

Eser sahibinin eser üzerindeki manevi hakları; umuma arz, adının belirtilmesi, eserde değişiklik yapılmasını men etmek, eser sahibinin zilyed ve malike karşı haklarıdır.

Eser sahibinin eser üzerindeki mali hakları ise; işleme, çoğaltma, yayma, temsil, ‘işaret, ses, görüntü iletimine yarayan araçlarla kamuya iletim’ haklarıdır.

Bir eserin sosyal medyada yayınlanması, eserin hukuki durumunu nasıl etkiler?

Bir eserin ilk defa sosyal medya aracılığı ile internet ortamında kullanıcıların hizmetine sunulması FSEK m. 14 kapsamında bir umuma arz olarak kabul edilebilir. Bu yetki münhasıran eser sahibine aittir fakat eser sahibi bu hakkın kullanılması için bir başkasına da yetki verebilir.

Sosyal medya gibi etkileşime açık bir ortamda eserin sunulmuş olması, yani eserin umuma arz edilmesi üçüncü kişilerin eser üzerindeki her türlü müdahalelerine rıza gösterildiği manasına gelmese de bu durum eserin en azından şahsi kullanım için çoğaltılabileceği manasına gelecektir. Söz konusu şahsi kullanımın sınırları pek dar olup, eserin çoğaltılarak yeniden paylaşılması veya herhangi bir şekilde ticari kullanımını kapsamamaktadır.

Bir örnek vermek gerekirse yukarıda açıkladığımız görüşe göre; Twitter’dan paylaşılan bir fotoğrafın kaydedilmesi veya kişisel bir amaçla kullanılması hak ihlaline sebep olmazken, bu fotoğrafın yeniden paylaşılması, değiştirilmesi yahut ticari bir reklamlarda vs. kullanılması bu ihlali oluşturur. Tabi ki burada söz konusu fotoğrafın da aşağıda açıklanacağı üzere eser niteliğine haiz olması gerekir.

Bu kapsamda bir eserin sosyal medya üzerinden yayımlanmasının eser sahibinin haklarında umuma arz haricinde herhangi bir değişiklik yapmadığı söylenebilir. Eser sahibi kanunda sayılan maddi ve manevi haklarının tamamını esere ilişkin olarak kullanabilir.

Sosyal medyada eserin arzının, hukuki durumuna etkisini inceledikten sonra incelenmesi gereken ikinci konu ise sosyal medyada paylaşılan her içeriğin eser sayılıp sayılmayacağıdır.

Sosyal Medyadaki Her İçerik Eser Midir?

5846 sayılı FSEK.nu, eseri, eser sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim-edebiyat, musiki, güzel sanat ve sinema eserleri türlerinden biri içine giren her nevi fikir ve sanat mahsulü olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkarak denilebilir ki bir ürünün eser olarak nitelendirilebilmesi için üç unsur barındırması gerekmektedir. Bunlar, bu ürünün şekle bürünmüş olması, sahibinin hususiyetini taşıması ve FSEK’te sayılan eser türlerinden birine dahil olmasıdır.

Ancak bazı eser türlerinde ek koşullar aranabilmektedir. Örneğin; güzel sanat eserlerinde (resim, heykel fotoğraf…) estetik nitelik(FSEK m. 4 ), bilimsel eserlerde ilmi veya teknik özellik(FSEK 2/b) de bulunmalıdır.

Uygulamada bir içeriğin eser niteliğine haiz olup olmadığı çoğu zaman bilirkişiler tarafından belirlenmektedir. Hatta uzman bilirkişi görüşüne başvurulmayan veya uzman bilirkişinin bu konudaki görüşüne aksi yönde karar veren ilk derece mahkemesi kararları “bilirkişinin uzmanlık alanına giren hususlarda bizzat mahkemece teknik değerlendirme yapılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmaktadır. Biz Yargıtay’ın bu uygulamasına katılmayıp, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nin birer ihtisas mahkemesi olmasını da göz önünde bulundurarak bu şekilde bir hukuki tespite yetkin oldukları kanaatindeyiz.

Hususiyet:

Bir içeriğin eser olarak korumaya layık olup olmadığının belirlenmesinde özellikle sahibinin hususiyetini taşıması bir diğer ifadeyle özgün olması büyük öneme sahiptir. FSEK’in mimarlarından Hirsch hususiyet konusunda “Herkes tarafından vücuda getirilemeyen, yani bir hususiyeti haiz bulunan mahsuller himayeye layıktır ve ancak bunlara eser vasfı izafe edilebilir. Eğer bir mahsul herkes tarafından vücuda getirilebilecek mahiyette ise, hususiyet de mevcut olmayacağından, bu kabil mahsulleri himaye etmekte toplumun hiçbir menfaati yoktur” demektedir.

Burada Twitter üzerinden paylaşılan özgün bir şiir ile kişinin o günkü hava durumuna ilişkin sıradan bir paylaşımı kıyaslanabilir. Bu örneklerden ilki diğer koşulların da varlığı halinde eser olarak korunacakken, ikinci paylaşım büyük ihtimalle sahibinin hususiyetini taşımayıp herkes tarafından oluşturulabilecek bir içerik olduğundan eser olarak kabul edilmeyecektir. Yine belirtmek gerekir ki hususiyet konusunda kesin çizgiler olmayıp, her somut olaya göre ayrıca değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Eser Türlerinden Birine Dahil Olma:

Yasada sınırlı sayı ilkesine bağlı kalınarak eser türlerini tek tek sayma yoluna gidilmiştir. Sanatın ve bilimin gelişmesi, eserlerin ifade ediliş tarzlarının değişmesi sebebi ile bu şekildeki bir sınırlamanın doğru olup olmadığı hukukçularımız tarafından sıklıkla tartışılmaktadır. Fakat FSEK şu an itibariyle dört farklı eser türü belirlemiştir. Bunlar; bilimsel ve edebi eserler, müzik eserleri, güzel sanatlar ve sinema eserleridir. Bu eser türlerinden birinin içerisinde yer almayan içerikler veya dışavurumlar FSEK kapsamında eser olarak nitelendirilmemektedir.

Şekle Bürünmüş Olma – Sabitleme:

Bir fikri ürünün korunabilmesi için yaratıcı çalışmanın somut sonucu olması, düşünceden fiile geçirilmesi, kısacası diğer insanlar tarafından algılanabilir hale getirilmesi gerekmektedir. Bu durum konumuz bakımından internet üzerinden yapılan paylaşımla meydana gelmiş olacaktır.

Eser Niteliğine Haiz Olmayan İçeriklerin Hukuki Durumu

Her ne kadar FSEK fikir ve sanat eserlerini konu edinse de birçok istisnai hükmü de içerisinde barındırmaktadır. Bu sebeple eser mahiyetinde olmayan fotoğraf, resim, yazı vs. içeriklerin de FSEK’in diğer hükümleri ile korunması mümkündür. Buna örnek olarak 84. madde hükmü verilebilir.

Madde 84 – Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.

Tevacüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete mütaallik hükümler uygulanır.

Eser mahiyetinde olmıyan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tesbit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır.

Görüldüğü üzere madde 84/son da eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraf, resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu maddenin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, sınırlı da olsa eser niteliğine haiz olmayan mahsuller hakkında istisnai bir koruma sağlanmıştır. Yine buna benzer koruma hükümleri m. 85 gibi başka hükümlerde de görülmektedir.

Sonuç Olarak

Bir içeriğin sosyal medyada paylaşılması onun kamuya mal olduğu ve içeriği üreten kişiden tamamen bağımsız hale geldiği anlamına gelmemektedir. Sosyal medya eserin vücuda gelmesi yahut, umuma arzı için sadece bir araç niteliğindedir. Burada önemli olan paylaşılan içeriğin eser niteliği taşıyıp taşımadığıdır. Eğer ki içerik eser niteliğine haiz ise bir başka ifade ile himaye etmekte toplumun menfaati bulunuyor ise içerik FSEK hükümlerince korunacaktır.

Kaynakça:

  • İlhami GÜNEŞ, Uygulamada Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku

  • Zeynep ZELAN, DİJİTAL DÜNYA, SOSYAL MEDYA VE FİKRİ HAKLAR

  • Doç. Dr. Mustafa AKSU, İNTERNET ÜZERİNDEN YAYILAN ESERLERDE TÜKENME İLKESİ? (DİJİTAL TÜKENME İLKESİ?)

  • Eda GİRAY, Ali Ozan YILDIZ, Çizgi Romanın Eser Niteliği ve Çizgi Roman Üzerinde Eser Sahipliği

  • T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No:2014/12456 , Karar No:2014/19766

  • T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No:2016/5259, Karar No:2017/7348

788 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page